Konuda bahsi geçen "Jensen Padalecki" olayı gerçekten yaşandı, dizinin 2. sezonuydu galiba..
“Nasılsın Padalecki?”
Jensen kaşlarını çatarak Jay’in daha gelmediğini söyler ama Charlie gülüyor, onun sırtını patpatlayıp işine giderken Jensen kafası karışarak makyaja gider, makyajdan çıkana kadar 3 kere daha Padalecki diye çağırılırken ne zaman ki Harley’nin sette koşturduğunu görmüş, arkadaşının geldiğini anlayarak onun karavanına gider..
Jared gerçekten içeride telefonla konuşuyor, sırtı kapıya dönükken ‘hayır anne gerçekten senden gizlemiyorum’ der, o sırada kapıya dönerken onu gördüğünde kapatacağını söyleyerek kapatır, Jensen acilen kapatılan telefona kaşlarını kaldırınca da cevaplar:
“Hey.. Nasılsın?”
Jensen iyi olduğunu, onun nasıl olduğunu sorarken Jared ‘heh’liyordur ki o sırada içeri sarkan Mike sırıtarak “hadi Padaleckiler, iş başına” der, kapı kapanınca Jensen ona dönerken sorar:
“Neden herkes bana Padalecki diyor?”
Jared şaşırmış, ‘bilmiyor musun?’ dediğinde Jensen ‘neyi?’ diyerek bilmediğini gösterir, Jared da iç çekerek faksa gider ve üzerinde Kripke’nin gülücüğü olan resmi ona uzatırken Jensen alıp bakar, sonra da kaşları kalkarken bir an sonra yüzüne ateş basıyor, konuşur:
“Hata, değil mi?”
“Bir anda soyadını unutmadıysan, evet..”
“Bir anda soyadını unutmadıysan, evet..”
Jensen elbette kendisinin bir şey yapmadığını söyleyerek resmi ona uzatır, Jared almadığında da masaya bırakarak döner ve kapıya giderken Jared olduğu yerden sorar:
“Herkes sana Padalecki mi diyor?”
Jensen ona dönerken sabahtan beri herkesin öyle söylediğini söyler, sonra da telefonuna bakarken pili bittiği için kapandığını anlamış, iç çekerken neden kimseden bir açıklama almadığı da anlaşılır, Jared hafifçe gülümserken konuşur:
“Jared Ackles da olabilirdi-“
“Nesi var?”
“Nesi var?”
Jared onun sert çıkışına şaşırmış, bir şey olmadığını söylerken ‘ah’lar, cevaplar:
“Jensen Padalecki daha dilde kayıyor, ondan dedim.. Yoksa Jared Ackles da güzel.. Bir şey demedim Jensen..”
Jensen bir şey söylemez ve dönerek tekrar kapıya gider, kola asılırken Jared konuşur:
“O kadar mı kızdın?”
Jensen kızmadığını söyler, sadece herkesin dalga geçeceğini söylerken Jared cevaplar:
“Sen de evlendiğimizi söyle..”
Jensen ona bir bakış atar, Jared da gülümserken cevaplar:
“Hiçbiri basına bir şey sızdırmaz ama yaşayacakları şok güzel olurdu..”
“Evet, eminim.. Hangisi inanır sence?”
“Evet, eminim.. Hangisi inanır sence?”
Jared bununla dudağını ısırdığında Jensen da yutkunur, sonra hiçbir zaman bir Padalecki olamayacağını herkes gibi kendisinin de bildiğini söyleyerek kapıyı açıp dışarı çıkar fakat Jared arkasından fırlamış, onun ne demek olduğunu sorunca Jensen karavanın önünde cevaplar:
“Bir şey demek değil-“
“Hayır Jensen, bir şey dedin, ne demek hiçbir zaman-“ Jensen setten çağırıldıklarını söyler ama Jared iki basamağı atlayıp onu kolundan yakalar, kendine çevirirken Vancouver soğuğu Jensen’ın yanaklarına vurmuş, üzerinde montu olmayan adamın yanaklarını pembeleştirmişken gözleri daha da ortaya çıkmıştır ki bakışlarını bir an ondan kaçırır, sonra tekrar ona dönerken cevaplar:
“Anlaşılmayacak bir şey söylemedim Jay.. Hiçbir zaman bir Padalecki olmayacağım açık..”
“İster miydin?”
“Hayır Jensen, bir şey dedin, ne demek hiçbir zaman-“ Jensen setten çağırıldıklarını söyler ama Jared iki basamağı atlayıp onu kolundan yakalar, kendine çevirirken Vancouver soğuğu Jensen’ın yanaklarına vurmuş, üzerinde montu olmayan adamın yanaklarını pembeleştirmişken gözleri daha da ortaya çıkmıştır ki bakışlarını bir an ondan kaçırır, sonra tekrar ona dönerken cevaplar:
“Anlaşılmayacak bir şey söylemedim Jay.. Hiçbir zaman bir Padalecki olmayacağım açık..”
“İster miydin?”
Jensen buna gülerken o ne kadar Ackles olmak istiyorsa kendisinin de o kadar Padalecki olmak istediğini söylediğinde Jared keser, cevaplar:
“Çok..”
Jensen donarken Jared ona bakıyor, hızla yutkunur, sonra onun kolunu bırakırken dikleşerek sanki büyük bir probleme karşı boyunu gösteriyor, devam eder:
“İsterdim.. Jared Ackles olabilirdim-“
“Jay-“ Jared onun nefes nefeseliğini izliyor, ‘Jensen’ dediğinde yeşil gözlü adam yutkunur, sonra ‘gerçekten mi?’ diye sorarken Jared başını salladığında Jensen nefesini bırakır, buhar ikisi arasında uçup giderken Jensen dudağını ısırıyor, onun göğsüne bakıyordur ki o sırada PA bağırır:
“Çocuklar?”
“Jay-“ Jared onun nefes nefeseliğini izliyor, ‘Jensen’ dediğinde yeşil gözlü adam yutkunur, sonra ‘gerçekten mi?’ diye sorarken Jared başını salladığında Jensen nefesini bırakır, buhar ikisi arasında uçup giderken Jensen dudağını ısırıyor, onun göğsüne bakıyordur ki o sırada PA bağırır:
“Çocuklar?”
İkisi de irkilirken Jensen geldiklerini söyler, sonra onu yakasından tutup karavana götürürken PA ‘hadi ama!’ der ama aldırmazlar, Jensen onu içeri sokup kapıyı kapatır, oa dönerken Jared korkuyla onu izliyordur ki Jensen sorar:
“Gerçekten mi?”
Jared başını salladığında Jensen uzanarak onu kendine çeker, dudaklarını kendininkilere kapattığında Jared da hafif bir ses çıkartır, Jensen onu omuzlarından asılarak daha çok kendine çekerken kapı vurulduğunda ayrılırlar, dışarıda Philip gürler:
“Padalecki 1 ve 2, hadi!”
Jared buna gülümser, sevdiğini mırıldanırken Jensen da yüzü ısınmış, gülümseyerek ona bakar, sonra kapıyı açıp çıkarken cevaplar:
“Ne var-“ Philip ne yaptıklarını sorduğunda Jensen basamakları iniyor, kocasıyla seviştiğini söyler, çevredekilerin gözleri kocaman olurken Jared’ın kahkahası sete yayılır, Harley de duymuş, oraya koştururken Jensen gülümsüyor, çekecekleri bir dizileri olduğunu söyler, işaretine giderken yeni gün başlar..
Alttaki video J2 Dostluğu ile ilgilidir:
